Lazer Varis Tedavileri

Blog Image

Transdermal Lazer Tedavisi  

Transdermal lazer tedavisi kılcal varislerde, skleroterapi dışında yaygın olarak kullanılan bir başka yöntemdir. Bu yöntemde, cilt yüzeyinden lazer ışını gönderilerek ciltteki kılcal varisler yakılır. Lazer dışında radyofrekans ve mikrodalga gibi yöntemlerle de transdermal tedaviler yapılabilir. Ancak bu yöntemlerde, cilde çok sayıda iğne batırmak gerekir. Bu tedavilerin amacı, kılcal varisleri cilt yüzeyinden yakarak azaltmaktır. Bunun için en sık kullanılan yöntemler lazer, radyofrekans ve mikrodalgadır. “Transdermal lazer” ile büyük varis tedavisinde kullanılan “endovenöz lazer” sıklıkla karıştırılır. Yüzeyden gönderilen lazer ışını ciltten geçerek kılcal varislere ulaşır ve onları yakarak tahrip eder. Lazer genel olarak, cildin ince olduğu yüz bölgesinde daha başarılıdır. Bacakta ise, ten rengi açık ve kılcal varisleri çok küçük olan hastalarda daha etkili olur. Transdermal tedaviler, mikroskleroterapiye uygun olmayan ya da bu tedavi sonrasında geride kalan çok ince kılcal varisler için daha uygundur. Lazer, radyofrekans ve mikrodalga yöntemlerinin hepsi, kılcal varislerle beraber cildi de bir miktar yakabilir. Bu nedenle, işlem sırasında ağrıya ve ciltte bazı yan etkilere neden olabilirler.



Endovenöz Lazerli Varis Tedavisi  

Endovenöz lazer, büyük varislerde varislere neden olan venöz yetmezlikli damarı kapatmak için kullanılan ve steril şartlarda yapılan bir tedavidir. Lazerin ışık enerjisinden elde edilen ısı enerjisi ile varisleri tahrip etmeye dayanır. Damarı kapatmak için gereken yüksek enerji çoğu zaman ciltte yanıklara, renk değişikliklerine yol açabilmektedir. Lazer ışığı ile kılcal varisler kolay bir şekilde yok edilir. Varis tedavisi dahilinde lazerli tedavi seçeneği, son 5 yılda son derece popüler bir şekilde tercih edilmektedir. Cilde dışarıdan verilen lazer ışınları aracılığıyla çapı 1 mm altında olan toplardamar genişlemesi problemleri yok edilebilmektedir. Daha geniş boyutlarda olan toplardamarlar cilt dışından lazer tekniği ile tedavi edilememektedir. Damarı kapatma maksadıyla yapılan girişimde verilen yüksek enerji ile ciltte yanıklar, renk değişiklikleri oluşabilmektedir. Endovenöz lazer ablasyonu (ELVA) Lokal anestezi desteğiyle işlem esnasında ince bir iğne yardımıyla damarın içine girilmektedir. EVLT ya da EVLA, önce büyük safen vene ultrason rehberliğinde ince bir lazer fiberi yerleştirilir ve damarın çevresine lokal anestezi uygulanır (tümesan anestezi). Sonrasında Doppler ultrason desteği ile tel damar içinde uygun noktaya yerleştirilmektedir. Sonrasında lazer ışığını damarın duvarına verecek olan ince tüp damar dahilinde ilerletilmektedir. Daha sonra, lazer cihazı çalıştırılarak damar boydan boya ısı ile tahrip edilir. İç yüzeyi tahrip olan bu damar, vücut tarafından gittikçe küçültülerek aylar içinde yok edilir. İşlem yaklaşık olarak 30 dakika – 1 saat zaman dilimi arasında sürmektedir. 1-2 saatlik dinlenme sonrasında hasta rahatlıkla evine gidebilmektedir. Günümüzde EVLA, safen venler, perforan venler ve bu damarların ana dallarının kapatılmasında yaygın olarak kullanılmaktadır. İşlemin yan etkileri yok denecek kadar azdır. EVLA’da, tümesant anestezi adı verilen bu işlemle hem hastanın ağrı duymaması sağlanır, hem çevre dokular lazerden korunur hem de damarın içindeki kan boşaltılarak lazerin daha etkili olması sağlanır. Ameliyatsız varis tedavilerinde, tüm işlemlerin ultrason rehberliğinde görerek yapılması çok önemlidir. EVLA’da da, başlangıcından sonuna kadar işlemin tüm aşamaları ultrasonla izlenmelidir. Fiberin ucunun derin venlerde olmadığından emin olmak gerekir.



Cerrahi Varis Tedavisi  

Cerrahi varis tedavisi ile yalnızca dıştan görülen varisler çıkartılmıyor, toplardamarların içerisinde bulunan ve yüksek basınca yol açan kasık alanlarındaki kapakçıkların neden olduğu yetersizlik tedavi ediliyor. Cerrahi tedavide amaç, kapakları çalışmayan ve kirli kanı geri sızdıran damarları ameliyatla kesip vücut dışına almaktı. Belirtildiği gibi hastada yer alan yetersizlikler giderilmediği takdirde yakınmalar günden güne artacaktır. Bu aşamada operasyon öncesinde hastanın Doppler ultrason ile incelenip takibinin yapılması son derece önemlidir. Önceki tedavi yöntemlerinde, ayak bileğinden kasıklara kadar olan tüm toplardamar çıkartılmaktadır. Mevcut yetmezliği olmayan toplardamarlar, koroner bypass operasyonları için mümkün olduğunca korunmalıdır. Bu teknik artık oldukça nadiren kullanılıyor. Mevcut hastada kalp yetersizliği gibi bir rahatsızlık yoksa genişlemiş olan varis yumaklarının üzerine minik 2-3 mm’lik cilt kesileri açılır ve çıkartma işlemi gerçekleştirilir. Bu kesiler dikiş gerektirmez. Dolayısıyla operasyon sonrasında da herhangi bir iz kalma gibi bir durum söz konusu değildir. Hasta işlem sonrasında hastaneden aynı gün içerisinde ayrılabilir. Yaklaşık olarak 1-2 hafta kadar varis çorabı kullanımına özen gösterilmelidir.



Uygulanan Varis Cerrahi Yöntemleri  

Mikrocerrahi Yöntemi Venöz Stripping (Klasik Varis Operasyonu) Invaginasyon Divizyon Ligasyon Variköz Pake Exizyonu (Mikroflebektomi-Ambulatuar Flebektomi) Perforan Ven Tedavisi (Ligasyon-Mikroflebektomi-Foam) Kapak Tamir Operasyonları-Veno Cuff (Kelepçe Yöntemi)



Varis Tedavisinde Miniflebektomi  

Büyük varislerin tedavisinde cerrahi açıdan etkili yöntem olarak kabul edilmektedir. Ciltten açılan mini kesiklerle büyük varislerin dışarı alınmasıdır. Yıllar boyunca daha da geliştirilen bu teknik, günümüzde hiç kesi kullanılmadan sadece iğne deliklerinden yapılmaktadır. Miniflebektomi adı verilen bu teknikte, önce varislerin çevresine sıvı enjekte edilerek varisler söndürülür ve sonra da varisli damar özel çengellerle iğne deliklerinden dışarı alınır. Varis tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunudur. Varis tedavisinde diğer yöntemler, tüm tedavilerde olduğu gibi ilgili hekimin uygun görmesi durumlarında başvurulan yollardır.


Yayınlanma Tarihi: 2024-10-01 11:56:11